Yapay Zeka ve İş Gücü (1)
Bu içeriğimizde, yapay zeka teknolojilerinin “iş gücünün geleceği” üzerindeki etkisini inceliyoruz. Sıkça tartışmalara konu olan bu alanda kimler tarafından ne tür değerlendirmeler yapılıyor?
IPSOS’un 2023 yılında yayınladığı bir araştırmaya göre, “Yapay zekanın bugünkü nesil için büyük fırsatlar sunacağını düşünenlerin oranı %39 iken, her 10 kişiden 6’sı yapay zeka hakkında olumsuz görüş bildiriyor. Yapay zekayı bilenlerin %30’u büyük bir tehdit olduğunu, %31’lik bir kesim de yapay zeka yüzünden işsiz kalacağını düşünüyor. İleriki nesiller için yapay zekanın yeni iş imkanları doğuracağını düşünenlerin oranı sadece %15. Diğer taraftan iş imkanlarının kısıtlanacağı ve işsizlik sorununa neden olacağını düşünen bireylerin oranı %50.”
Peki bu öngörülerin gerçekleşme olasılığına dair uzmanların yorumları ne? İstanbul Teknik Üniversitesi’nden Prof. Dr. Kemal Bıçakcı’ya göre, yapay zekanın işin geleceğini değiştirmesinde ölçüt, “işlerin rutinliği” olacak. Bıçakcı, “Sizin yaptığınız iş bir tablolama programına veri girme, sosyal medya içeriği üretme gibi rutin işlerdense bunlar çok daha hızlı bir şekilde yapay zeka tarafından yapılabilir olacak ve işvereniniz sizin yerinize bu işleri yapay zekaya yaptırmayı tercih edecek. Yani buradaki ölçü bir işin ne kadar rutin olup olmadığıyla ilgili. Yazılım mühendisi tarafına baktığımızda da yine bu işlerin ön yüz program yazma gibi biraz daha rutin tarafları var. Daha rutin, web sayfası geliştirme, basit programlama işlerini yapan kişiler işsiz kalabilirler.” uyarısında bulunuyor.
Medipol Üniversitesi’nden Öğr. Gör. Masoud Sheikhi, “Yapay zekanın hakim olacağı birçok alandaki uygulama neticesinde süregelen mevcut meslekler fonksiyonunu yitireceğinden iş kayıpları meydana gelecek.” diyor ancak konuya dair farklı değerlendirmelerde de bulunuyor. Sheikhi, “2018 yılında Dünya Ekonomik Forumu raporuna göre sonraki 5 yıl içinde yapay zekanın gelişmesiyle 50 milyondan fazla yeni iş imkanların oluşacağı öngörülmüştür. Kısa ve orta vadede çalışanların rutin görevlerinin yapay zeka sistemlerine devredilmesiyle işsizlik riski yerine istihdamın genişlemesi beklenmektedir. Uzun vadede yapay zeka sistemleri işletmelerde karar alma aşamasında ve rekabet gücü avantajı bakımından sürdürebilir kalkınmaya katkı sağlayacaktır. Tüketiciler, sosyal aktivistler ve sivil toplum örgütleri şirketlerin sürdürülebilir çözümlere bağlılık düzeyi artacaktır. Dolayısıyla şirketlerin rekabetçi sektöre hakim olmalarını sağlayacak stratejileri, karar alma ve yönetim için yararlı olabilecek geniş veri kümelerinden yeni bilgiler edinilmesi daha da önemli hale gelecektir.” öngörüsünde bulunuyor.
Özyeğin Üniversitesi’nden Prof. Dr. Ethem Alpaydın, yapay zeka kaynaklı olası işsizlik senaryolarını değerlendirirken “teknolojik gelişmeler sonucunda ki bu yalnız yapay zeka yüzünden değil, bildiğimiz mesleklerin çoğu yakın zamanda ortadan kalkacak; bu da şimdiye dek görülenden çok daha yüksek oranlarda işsizliğe neden olabilir ve bu durum sonucunda yaygın kıtlıklar, kitlesel göçlerin çoğalması gibi çok kötü sonuçlar ortaya çıkabilir” uyarısında bulunuyor ve ekliyor: “Yaşam boyu eğitim programlarını artırmak bunun için bir çözüm olabilir.” Alpaydın’ın alana dair bir diğer önerisi de ülkelere özgü değerlendirme fikirleri benimsemek gerektiği yönünde. Alpaydın, “Bizim Türkiye’de yurt dışında yapılan tartışmanın aynısını yapmak yerine yapay zekanın olası fayda ve risklerini de kendi özel koşullarımıza bağlı değerlendirmemiz gerekiyor. Japonya gibi doğum oranının görece düşük olduğu bir ülkede kollu ve bacaklı, insanın yerini doldurabilecek robotlar yapmak iyi bir fikir olabilir, ama Türkiye gibi işsizliğin zaten yüksek olduğu ve nüfusun hep arttığı bir ülkede yapay zekayı insanın yerini almak için değil iş gücünün kalifikasyonunu artırmak için kullanmaya çalışmak bence daha iyi bir fikir olacaktır. Örneğin, gerçek zamanda konuşmayı bir dilden ötekine çeviren bir yazılım, yabancı dil bilmeyen insanlarımızı turizm sektöründe çalışmaya daha uygun hale getirebilir ve Türkiye için böyle bir yaklaşım örneğin rehber robotlar yapmaya çalışmaktan daha iyi bir çözüm olabilir.” görüşünde.
Üsküdar Üniversitesi’nden Dr. Öğr. Üyesi Kristin Surpuhi Benli, yapay zeka teknolojileri ile gelişebilecek yeni meslek gruplarını şöyle sıralıyor: “İlerleyen süreçte yapay zekanın ortaya çıkardığı etik sorunları çözecek yeni bir meslek dalı olarak yapay zeka etik uzmanlığını iş gücü piyasasında göreceğiz. Yapay zekanın yapmış olduğu hatalardan kimin sorumlu olacağı ise hukuk alanının yeni çalışma konusu olacaktır ve yeni hukuki düzenlemeler yapılacaktır. Bununla birlikte yapay zeka mühendisliği, robotik mühendisliği, veri bilimi uzmanlığı, siber güvenlik uzmanlığı, dijital pazarlama uzmanlığı gibi meslekler iş dünyasında öne çıkacaktır. Veri analizi, makine öğrenmesi, doğal dil işleme, veri tabanı yönetimi gibi alanlarla ilgili alt yapısı olan çalışanlara bu dönemde daha fazla ihtiyaç duyuluyor. İnsanlar yapay zeka teknolojilerinin ihtiyaç duyduğu alanlarda kendilerini geliştirerek, yeni beceriler edinerek bu teknolojinin potansiyelinden yararlanabilirler.”
Bir sonraki içeriğimizde AI for Good Global Summit’te bu konunun nasıl ele alındığını ve bu alandaki çeşitli raporlama çalışmalarında konunun nasıl irdelendiğini inceleyeceğiz. Yeni içerikleri incelemek ve içeriklerden anında haberdar olmak için yayınımıza abone olmayı unutmayın!
ReFi Türkiye’nin tüm çalışmalarını incelemek için web sitemizi ziyaret edin:
refiturkiye.com