İstanbul Blockhain Week'ten İç Görüler
Akbank LAB ve imece iş birliğiyle hayata geçirilen ReFi Türkiye programının topluluk partneri olduğu İstanbul Blockchain Week kapsamında, etkinlikteki oturumlardan öne çıkan iç görüleri aktarıyoruz.
ReFi Türkiye Seçkisiyle 1. Gün Oturumlarından Mesajlar
IBW’de ilk gün, Leonarda Rajeckyte (The VC Whisperer), Michael Lints (Golden Gate), Stephan Apel (Outlier Ventures) ve Alex Radu (Astrarizon)'un yer aldığı bir VC paneli ile başladı. Bu panelde, girişim sermayesi dünyasındaki en son trendler ve fırsatlar tartışıldı. Yakın zamanda pazarda görülen dalgalanmalar ele alınarak, erken aşamada denemeler yapmanın, market-fit’i görmenin ve takım oluşturmanın önemine değinildi: Makro ekonomik dalgalanmalara rağmen, erken aşamadaki girişimlerin pazara uyum sağlamak için denemelere devam etmesinin önemi vurgulandı.
Web3 teknolojilerinin bir taban hareketi olarak başladığı, bu fikir etrafında çok sayıda proje oluşturulduğu ancak zamanla ana akıma ulaşılacağı vurgulandı. Web3’le ilgili kitlenin artması için daha büyük organizasyonlarla da iş birliği yapılmaya devam edilmesi mesajı öne çıktı. Web3 ve yapay zeka birlikteliğinin çok daha güçlü olabileceği ve Web3’ün yapay zekayı daha özgür kılabileceği öngörüleri dile getirildi. Coğrafi trendlerin de değerlendirildiği oturumda; Türkiye, MENA bölgesi ve Latin Amerika ülkelerinin avantajları ele alındı.
Günün bir diğer paneli, "Blokzincir’de Kadınlar: Engelleri Aşmak ve Geleceği İnşa Etmek" başlığıyla ve Didem Gulyuva (EAK Digital), Ayşegül Şensoy (Fuze / İstanbul Blockchain Women), Kamila Michalkiewicz (Most Capital Connections / Women in Web3 Switzerland), Dr. Çağla Senkardeş (İstanbul Bilgi Üniversitesi), Baran Yıldız (Arf Financial Gmbh) isimlerinin katılımı ile gerçekleşti. Panelde, blokzincir dünyasında kadınların geleceği şekillendirmedeki kritik rolü ele alındı. Ülkelerden bağımsız olarak, dünyanın her yerinde kadınları güçlendiren, destekleyen Web3 ve blokzincir organizasyonları görüldüğü hatırlatılarak “Kadınları daha adil biçimde Web3 ekosistemine angaje ederken kullanılabilecek stratejiler” dile getirildi. Daha adil bir ekosistem için stratejiler arasında “iş birliği, birlikte olma alanları oluşturma ve açıklık” öne çıktı.
"Yapay Zeka ve Blokzincir: Kitlesel Benimseme için Kripto Para Kullanılabilirliğini Dönüştürmek" panelinde Pundi X'ten Zac Cheah ile yapay zekanın kripto para birimlerinin kullanılabilirliğini nasıl dönüştürdüğünü ve kitlesel benimsemelere nasıl yol açtığı ele alındı. Oturumda “Yapay zekanın verileri elde edebilmesi herkese açık bir şekilde olmuyor.” tespitinin ardından “Ancak blokzincirle herkes tarafından iletilerek bu şeffaflık ve açıklık sağlanabilir.” argümanı dile getirildi.
ReFi Türkiye Seçkisiyle 2. Gün Oturumlarından Mesajlar
Etkinliğin 2. günü ReFi Türkiye’nin oturum sahibi olduğu bir konuşma ile başladı. Akbank LAB İnovasyon Yöneticisi Merve Akgün Sarı, gerçekleştirdiği "Regenerative Finance" başlıklı konuşmasında, ReFi Türkiye olarak nasıl sürdürülebilirliğin ötesine geçerek Onarıcı Finans ekosistemini inşa ettiğimizden bahsetti.
Sözlerine “Bu seansı dünyayı onaracak yeni bir yaklaşım tasarlamaya davet çağrısı olarak kabul etmenizi istiyorum. Sırasıyla birlikte keşfedecek, birlikte katılacak, birlikte üretecek ve birlikte aksiyon alacağız.” diyerek başlayan Sarı, “Yeni teknolojilerin yardımıyla sistemleri onaran bir ekonomik model kurmak mümkün mü?” sorusunu dile getirerek finans, etki ve teknolojinin kesişimine işaret etti: “Etki ekosistemi bize kaynakların nasıl doğru yere doğru şekilde aktırılabileceğini gösterirken, Web3 ekosistemi sunduğu merkeziyetsiz yönetim biçimi ile çok daha fazla insanın koordine olmasını, iş birliği yapmasını ve ortak hareket etmesini sağlıyor”
“Sürdürülebilirlik ve döngüselliğin bir adım ötesine geçmeyi, sistemleri öncelikle onarmamız gerektiğini düşünüyoruz.” mesajını paylaşan panelist, “Bir banka olarak finansın onarıcı gücüne inanıyoruz.” dedi ve ekledi: “Blokzincir gibi gelişen teknolojiler; sosyal ve çevresel sorunları ele alırken farklı çözümler geliştirmeyi sağlayabilir ve şu an için Türkiye’den başlasak da uzun vadede küresel sorunları çözmemizde yol gösterebilir.”
“Web3 geliştiricilerinin etki odaklı projeler geliştirmesine olanak tanıyan bir ekosistem yaratıyoruz.” diyen Sarı, ReFi Türkiye’deki içerik üretimini “Herkes tarafından erişilebilir mecralarda paylaşımlar yaparak toplumdaki Web3 ve ReFi okuryazarlığını artırmayı hedefleyen, etki ve Web3 ekosistemlerinden öncü isimleri konuk alan çalışmalar” olarak nitelendirdi. ReFi Türkiye’nin “Web3 geliştiricilerinin, etki ekosistemi oyuncularının, üniversite öğrencilerinin, ReFi ile ilgilenen ve bu alanda çalışanların katıldığı topluluk buluşmaları”ndan da söz eden panelist, “Ekosistemi büyütmek üzere bu alanda birlikte çalışabilecek kişilerin iletişimde kalmasına aracılık ediyoruz. Ağı ve komüniteyi haritalamalarla görselleştiriyor ve kayıt altına alıyoruz” paylaşımında da bulundu.
Akbank LAB’in düzenli olarak gerçekleştirdiği Hackathon etkinliklerini son birkaç senedir ReFi ana başlığı altında düzenlediklerini aktaran Sarı, aynı zamanda “Blokzincir Karbon Ayak İzi Hesaplayıcı” projesini tanıttı. ReFi Türkiye Substack içeriklerine de konu olan ve Menthol Protocol iş birliği ile geliştirilen bu proje, etkinlik alanında açılan bir stantla etkinlik katılımcılarına da 2 gün boyunca tanıtıldı.
Sarı konuşmasını, “ReFi Türkiye sitesinde hızlıca canlıya alınabilecek sosyal fayda odaklı herkesin erişimine açık ve bu alanda farkındalık yaratacak ürün ve servisler geliştirmeye devam etmek istiyoruz.” temennisi ile tamamladı.
“Yapay Zeka ve Web3: Gelişen Teknolojilerde Güvenlik ve Gizlilik” paneli, Emre Basaran (Euronews) moderatörlüğünde, Dmytro Matviiv (Hacken Proof), Ecehan Yıldırım (Türk Telekom) ve Daniel Serb (MultiversX) isimlerinin katılımıyla gerçekleşti. Hızla gelişen dijital dünyada, yapay zeka, blokzincir ve veri sahipliğinin birleşiminin hem fırsatlar hem de zorluklar yarattığını dile getiren konuklar, bu teknolojilerin sektörleri nasıl yeniden şekillendirdiğini, kullanıcı deneyimlerini nasıl etkilediğini ve yeni etik soruları nasıl gündeme getirdiğini tartıştılar. Panelde yapay zekanın veri güvenliği konusu ele alınırken “Blokzincirde oylama sistemleri geliştirilebilir, bunun için düzenleyicilere, işletmelere ve birçok aktöre ihtiyaç var, bu konuda daha fazla şey sunabilecek teknolojiye sahibiz.” mesajı öne çıktı. AI ile uyumlu çalışan bir kullanıcı deneyimi (UX) sistemine duyulan ihtiyaç dile getirildi. Anonimlik, bu panelde ele alınan bir diğer başlıktı. “Kullanıcı, belirli bir zaman diliminde hangi verileri paylaşmak istediğine karar verme fırsatına sahip olmalı.” mesajının verildiği oturumda, “Gelecekte, insanlar daha özgür olmak isteyecekler” öngörüsü ve “Gelecek için yüksek performanslı altyapılar oluşturmalıyız.” hedefi dile getirildi. Şirketlere şeffaf ve kontrollü olma çağrısı yapılırken, çevrimiçi bilgilere duyulan güvenin azalması riski karşısında blokzincir teknolojisinin bir çözüm olabileceğini belirtildi. Başarılı bir uygulamanın düzenleyiciler, işletmeler ve teknoloji sağlayıcıları arasında iş birliği gerektireceği vurgulandı.
Oturumda yapay zeka etiği de bir başlık olarak tartışıldı. “Yapay zekanın arkasındaki prensipleri nasıl seçiyoruz, rızayı nasıl anlıyoruz?” sorusu yöneltildi ve “Kötü aktörlerden korunmamızı sağlayacak araçlara sahibiz. Blokzinciri şeffaflık ve güvenlik için kullanacağız.” denildi. “AI ve blokzincirde etik konuları daha fazla konuşursak, iyi tarafta daha fazla olabiliriz.” mesajının paylaşıldığı panelde, “Endüstri liderleri olarak öne çıkıp, bunun önemli olduğunu söylememiz gerekiyor.” çağrısına da yer verildi.
“Kripto Hayırseverliği: Blokzincir Hayırseverliği Nasıl Değiştiriyor?" panelinde, Moderatör Cem Sünbül eşliğinde, LÖSEV’den Selma Atasoy, Ebru Alkan ve Ata Haluk Enacar yer aldı. Oturumda, blokzincir teknolojisinin yalnızca finans dünyasını değil, aynı zamanda hayırseverlik ve bağış yöntemlerini de kökten değiştirdiği belirtilerek bağış süreçlerinde gözlemlenen yenilikler ele alındı. NFT’lerin potansiyelinin değerlendirildiği panelde gönüllü ve hasta çocukların eserlerinin dijitalize edilmesi bir seçenek olarak dillendirildi. Geleneksel yollarla bağış yapmaktan vazgeçmeyecek bağışçılar olduğu gibi, dijital platformlarda hareket edebilen kanallar oluşturdukça yeni bağışçıların da ortaya çıkabileceği belirtildi. Bu bağlamda blokzincir teknolojilerinin bağış potansiyelini çarpanlarla katlayacak bir işlev taşıdığı belirtilerek dünyanın her yerinden bağış alınmasını kolaylaştıracağı vurgulandı. Bu teknolojinin hem güvenli bir ortam sağlayabileceği, hem de bağışçıların güvenini artırarak, vakıfların itibarını korumasına yardımcı olabileceği öngörüldü. “Herhangi bir teknolojiyle ilgili bir desteğe ihtiyacımız olduğunda gönüllü ve bağışçı ağımızla çok kolay ilerliyoruz.” denilen oturumda, bağış potansiyelini artırmanın, yeni kaynaklar yaratmanın, vakıfların yenilikleri daha cesur bir şekilde hayata geçirmelerine olanak tanıyacak uygulamaların ve STK'ların açık fikirli yaklaşımlarını sundukları iş birliklerinin önemi dile getirildi.
Eğer İstanbul Blockchain Week’ten seçtiğimiz oturumlardan gerçekleştirdiğimiz içgörü paylaşımını beğendiyseniz, daha önce yayınladığımız İstanbul Fintech Week içeriğini de inceleyebilirsiniz! Benzer etkinliklerden yapacağımız içerik paylaşımlarından ve yeni yazılarımızdan haberdar olmak için yayınımıza abone olmayı unutmayın!